17 Şubat 2012 Cuma

MEVLANA, YUNUS EMRE



                                CELALETTİN   RUMİ,  MEVLANA 
       
 Şair,  düşünür   ( 1207-1273) .  Belh  şehrinde  doğdu.  Zamanının  seçkin   düşünürlerinden,   Bahaettin Veled'in   oğludur.  Küçük  yaşta  babasıyla  birlikte  batıya  göç  edip  İran'da  ve  Suriye'de  bir  süre  kaldıktan sonra  Konya'ya  yerleşti. Babasından  ve  zamanın  değerli  bilginlerinden  ders  almış, özel  çalışmalarıyla  da  kendini  yerleştirmiştir.  Şeriat  kurallarına  özden  bağlı  bir  din  adamı  olarak  Konya  medreselerinde hocalık  yaptığı  sıralarda  bir  gün,  bu  şehre  gelen  gezgin  bir  derviş  olan  Tebrizli Şems'in etkisiyle kendisini  tasavvufa  verdi. Derslerinde,  öğrencilerinden  uzaklaşıp, bütün  zamanını  Şems'e adadı.  Bu yakınlığı  çekemeyenler  Şems'i öldürmesinden  sonra  içli ayrılık  şiirleri yazdı.  Tasavvvufu  en geniş  ve  en özgür  açıdan  işledi.
 
      Derin  bir  şair  olmaktan  başka,  tüm  insanları  ve tüm  dinleri  de   tasvvuf   kapsamı  içinde  kaynaştırmayı  amaç  edinmmiş  bir  filozof  olarak  tanındı  ve  sevildi. İlkeleri  ve  görüşleri  ölümden  sonra oğlu  Sultan  Veled  tarafından  oluşturulan  bir  tarikatın  temeli   yer  aldı. Önceleri  Celaliye   diye  anılan bu tarikat  sonraları  Mevleviliik  adıyla  gelişti.  Bir  sanat   ve düşünce  adamı  olarak  Mevlana  Celalettin Rumi, eserlerinin  hepsini  Farsça  yazmıştı.  En  önemlileri ,  güzel, rubai ve benzeri  manzumelerini  içinde bulunduran  Divan-ı Kebir  ile  tasavvuf  konularını  işleyen  6  ciltlik  Mesnevi'dir.




                                             YUNUS EMRE 
        Şair     ( 1238-1320).   Sarıköy'de doğmuştur.   Hakkında  bilinenler   Yunus Emre'den  çok sonra yazılmış  menakıbanemelerdeki  sınırlı  bilgilerlerle,  şiirlerinden çıkarılan sonuçların ötesine  geçmemektedir.  Kuvvetli   bir din  ve  tasavvuf  yoluna   sapmış,   Sakarya yakınlarında  oturan  Taptuk  Emre adlı  şeyhe kapılanarak  ondan feyz  almış,  daha sonra  gurbete çıkarak  Konya,  Şam ve Azerbayecan taraflarını dolaşmıştır.
            
    Mevlana  ile görüştüğü,  Risalet-ün-Nushiyye  adlı  küçük   mesnevisini  1307-1308 yıllarında yazdığı bilinmektedir. 1320-1321'de  öldüğü  sanılmaktadır. 1949'da  Mihalççık  kazasına bağlı  demiryolu  kenarında yeni   bir anıt  mezarı  yaptırılarak;  kemikleri gömülü  olduğu Sarıköy'den getirilmiştir. Aruzla da yazan, ama  daha  çok  heceyi  kullanan  Yunus  Emre,  tasavvuf  felsefesini  ulusal özle  karşılaştırdığı  için  yüzyıllar  boyu tekke  şiirinin  önderi  olarak  kabul  edilir.  taşbaskıyla birçok  defalar basılmış  olan  Divan'da  360  kadar ilahisi  ve  nefesi  vardır.  Divan'ının  taşbasmasıyla  ilk yayımı  1885'tedir.  Daha sonra  yeni harflerle birçok  kez,  yayınlanmıştır. Ayrıca Adnan Saygun  şiirlerinden  bir  bölümünü   Yunus  Emre  Oratoryosu  adıyla  bestelemiş,  Nezihe  Araz  yaşamını romanlaştırmıştır.  ( Dertli Dolap)   Recep Bilginer  de  oyunlaştırmıştır.  Ölümünün   650.  yılında uluslararası Yunus Emre Semineri  (1971)  düzenlenmişitr.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder