CELALETTİN RUMİ, MEVLANA
Şair, düşünür ( 1207-1273) . Belh şehrinde doğdu. Zamanının seçkin düşünürlerinden, Bahaettin Veled'in oğludur. Küçük yaşta babasıyla birlikte batıya göç edip İran'da ve Suriye'de bir süre kaldıktan sonra Konya'ya yerleşti. Babasından ve zamanın değerli bilginlerinden ders almış, özel çalışmalarıyla da kendini yerleştirmiştir. Şeriat kurallarına özden bağlı bir din adamı olarak Konya medreselerinde hocalık yaptığı sıralarda bir gün, bu şehre gelen gezgin bir derviş olan Tebrizli Şems'in etkisiyle kendisini tasavvufa verdi. Derslerinde, öğrencilerinden uzaklaşıp, bütün zamanını Şems'e adadı. Bu yakınlığı çekemeyenler Şems'i öldürmesinden sonra içli ayrılık şiirleri yazdı. Tasavvvufu en geniş ve en özgür açıdan işledi.
Derin bir şair olmaktan başka, tüm insanları ve tüm dinleri de tasvvuf kapsamı içinde kaynaştırmayı amaç edinmmiş bir filozof olarak tanındı ve sevildi. İlkeleri ve görüşleri ölümden sonra oğlu Sultan Veled tarafından oluşturulan bir tarikatın temeli yer aldı. Önceleri Celaliye diye anılan bu tarikat sonraları Mevleviliik adıyla gelişti. Bir sanat ve düşünce adamı olarak Mevlana Celalettin Rumi, eserlerinin hepsini Farsça yazmıştı. En önemlileri , güzel, rubai ve benzeri manzumelerini içinde bulunduran Divan-ı Kebir ile tasavvuf konularını işleyen 6 ciltlik Mesnevi'dir.
Şair ( 1238-1320). Sarıköy'de doğmuştur. Hakkında bilinenler Yunus Emre'den çok sonra yazılmış menakıbanemelerdeki sınırlı bilgilerlerle, şiirlerinden çıkarılan sonuçların ötesine geçmemektedir. Kuvvetli bir din ve tasavvuf yoluna sapmış, Sakarya yakınlarında oturan Taptuk Emre adlı şeyhe kapılanarak ondan feyz almış, daha sonra gurbete çıkarak Konya, Şam ve Azerbayecan taraflarını dolaşmıştır.
Mevlana ile görüştüğü, Risalet-ün-Nushiyye adlı küçük mesnevisini 1307-1308 yıllarında yazdığı bilinmektedir. 1320-1321'de öldüğü sanılmaktadır. 1949'da Mihalççık kazasına bağlı demiryolu kenarında yeni bir anıt mezarı yaptırılarak; kemikleri gömülü olduğu Sarıköy'den getirilmiştir. Aruzla da yazan, ama daha çok heceyi kullanan Yunus Emre, tasavvuf felsefesini ulusal özle karşılaştırdığı için yüzyıllar boyu tekke şiirinin önderi olarak kabul edilir. taşbaskıyla birçok defalar basılmış olan Divan'da 360 kadar ilahisi ve nefesi vardır. Divan'ının taşbasmasıyla ilk yayımı 1885'tedir. Daha sonra yeni harflerle birçok kez, yayınlanmıştır. Ayrıca Adnan Saygun şiirlerinden bir bölümünü Yunus Emre Oratoryosu adıyla bestelemiş, Nezihe Araz yaşamını romanlaştırmıştır. ( Dertli Dolap) Recep Bilginer de oyunlaştırmıştır. Ölümünün 650. yılında uluslararası Yunus Emre Semineri (1971) düzenlenmişitr.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder